15 Mart 2012 Perşembe

Kız hiç ciddiye almamış oğlanın ben başka bir yere taşınırsam sorusunu. Kız, çocuğun onun üzülüp üzülmeyeceğini ölçtüğünü sanmıştı ve taviz vermemek için belli etmeyi bırakın dalga bile geçmişti oğlanla. Keşke öyle anlamasaydı da gerçek duygularını söyleseydi. Ama işte derler ya akacak kan yine damarda durmadı ve oğlan kızın onu sevmediğini sadece gönül eğlendirdiğini düşünerek gitmişti.
Kız, oğlana küstü onunla iletişimini tamamen kopardı. Ama oğlan her gün aklına ve düşüne girdi kızın. Ve bir gün çocuk kızla tekrar iletişime geçmek istedi. Kıza ulaşamadığı için arkadaşlarını aradı ve kızın o gittikten bir süre sonra telefonunu sattığını ve artık telefon kullanmadığını bunun bahanesi olarak da arılara zarar veriyor demişti kız etrafındakilere. Gerçek tabii ki böyle değil. Kız her gelen aramada her mesajda çocuktan olduğunu düşünüyordu. Sırf bu yüzden bir gün telefonunu hışımla fırlatmıştı. Ama bunu söylemek yerine sattım diyordu. 

Çocuk bir gün kızın yaşadığı yere gidip karşısına çıkmak istedi ama kızın vereceği tepkiden korktu. Oysa ki bunu yapsaydı kız onu affetmeyi düşünüyordu. Hatta birkaç kere oğlana gitmek onun da aklına gelmişti fakat yapamazdı. Çünkü çocuğun gerçek  duygularını hiçbir zaman bilememişti. 

Onlar birbirlerine deli gibi aşıktılar her gün durup birbirlerini düşünüyorlardı. Onun yürüyüşüne, sesine, yüzüne benzeyen kişiler gördüklerinde adını veremedikleri bir duyguyu vücutlarının her yerinde hissed,yorlardı. Ama buna bir çare bulamadılar. 

Yıllar sonra ikisi de hala evlenmemişti aradan birileri geçmişti tabii. Fakat hep birbirlerinin kalplerindelerdi. Sonra bir gün oğlan eski evlerini satmak için kızın olduğu şehre gitti. Artık ikisi de otuzuna basmıştı ama birbirlerini öyle iyi tanıyorlardı ki ne kadar çok değişseler de anımsayacaklardı.

Kız da oğlan da o gece rüyalarında görmüşlerdi birbirlerini hem de o evin önünde. Sonra kız sırf o rüya sayesinde mutlu uyandı yatağından gülümseyerek kalktı. Kahvaltısını edip oğlanın eski evine gitmeye karar verdi bunu ara sıra yapardı o evin bahçesinde kitap okumak ona çok zevk verirdi. 

Hazırlandı mutlu olduğu için her zamankinden daha güzeldi gülümsemesi. Sonra kız orada kitap okurken oğlan geldi ve sonunda buldular birbirlerini şimdiye itiraf etmedikleri aşklarını bir çırpıda haykırırcasına söylediler birbirlerine.

Sonra kız ve oğlan oturup uzun uzun konuştular yokluklarında neler yaşadıklarını, neler duyduklarını anlattılar birbirlerine sonra numaralar verildi. Oğlan gitti yine ama bu sefer geri döndüğünde kıza aldığı hediye upuzun kuyruğu ve duvağı olan bir gelinlikti. Kız haberi olmamasına rağmen bir gün önce yüzük almıştı ikisine.

Bu aşk evlenseler de, ayrı kalsalar da uzun zaman hiç bitmedi.


4 yorum:

  1. Tüm blog yazarlarından çok farklı bir bakış açısıyla kaleme almışsın:D inanılmaz beğendim, diğer postlarını da bekliyor olacağım:D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanılmaz çok teşekkür ederim :) beğendiğiniçin çok mutlu oldum. Senbi çok bekletmemyi umuyorum :)

      Sil
  2. hangi beyaz dizi de geçiyo bunlar :))

    hayır zamanın da çok okumuşluğum var da o bakımdan...
    ayıp değil ki hem hıh.

    ha bunlar masal dersen ben sindirellayım kardeşim zaten dersen külkedisi felan dersen o kadar eskiyi hatırlamıyorum :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne beyaz dizisinden bahsediosun pardon.Çok okuduysan bul hangisi olduğunu: Te Allam yaa. öyle uydurdum işte.

      Sil

kimleri görüyorum :) hoş geldin nerelerdeydin ayağına bi sıcak su dökmeli. :)